MAKALELER
YURT EDİNME HAKKI
KOBANİ İLE İÇ SAVAŞ ÇIKARMAK İSTEDİLER
YENİ ANAYASA İHTİYACI
YENİ ANAYASA NASIL YAPILIR ?
POLİS ÇALIŞTAYI
TÜRKİYE’NİN İLK SİVİL VE DEMOKRATİK ANAYASASI İÇİN YOL HARİTASI
TOPLUMSAL EGEMENLİK İÇİN HALK HAREKETİ
İŞ İLİŞKİSİNDE PSİKOLOJİK TACİZ (MOBBING)
DEMOKRATİK DEVLET KURMAK İÇİN TÜRKİYEYE YENİ ANAYASA ŞART
SAĞLIK BİLDİRGESİ
ÇOCUKLARA BÜYÜKLER GİBİ CEZA VERİRSENİZ NASIL KAZANABİLİRSİNİZ?
POLİTİK HUKUK TANIMI
DEVLET BİREY İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA POLİSİN ROLÜ
YENİ ANAYASA YAPILABİLİR Mİ?
İSTANBUL BAROSU SEÇİMLERİ VE DEMOKRAT AVUKATLAR
ADALETİ ÇAĞIRDIK VE NİHAYET GELDİ
SAYISAL ÇOĞUNLUK ŞART DEĞİL
KIRMIZI ÇİZGİSİZ ANAYASA YAPILMALI
TERÖRLE MÜCADELE KANUNU MAĞDUR ÇOCUKLAR
ÇÖZÜM SÜRECİ
İLKELER BAZINDA YENİ ANAYASA ÇALIŞMASI
İKTİSAT VE HUKUK
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAVRAMI
AKİL İNSANLAR HEYETİ FAALİYETİNE İLİŞKİN KISA TESPİTLER
GEZİ OLAYI
DEVLET SUÇLARI BAKIMINDAN GEÇİŞ DÖNEMLERİNDE DEVLET PRATİKLERİ
“EVET”LE GELEN YENİ OLANAKLAR
EGEMENLİK SAVAŞI VE BALYOZ TAHLİYLERİ
ÇOCUKTAN TERÖRİST OLMAZ
ÇALIŞMA HUKUKU EV KADININI NE KADAR TANIYOR
AKİL İNSANLAR HEYETİNİN TAKİP SORUMLULUĞU/SİYASETE SİVİL KATKI
GENEL SEÇİMLER
İŞYERİNDE DEMOKRASİ OLUR MU?

İŞYERİNDE DEMOKRASİ OLUR MU?

 

Mehmet UÇUM*

 

İşyerine demokrasi olur mu sorusuna yanıt vermek için işyerinde demokrasinin nasıl olacağını tahayyül etmek gerekiyor. Eğer işyerindeki demokrasiyi yöneticilerin hatta işverenin seçimle iş başına gelmesi, seçimle gitmesi olarak anlarsak elbette işyerinde demokrasi olmaz.

Ya da işyerinde demokrasiyi tüm süreçlerin çalışanlar tarafından yönetilmesi olarak kabul edersek bu yönüyle işyerinde demokrasi, en azından kapitalizm koşullarında olamaz. Gerçekten de bu anlamda işyerinde demokrasi “öz yönetim” olarak uygulanmıştır ve uygulanıyor.

Geçmişte Yugoslavya örneği denen sistemde adına öz yönetim denen ve çalışanlar tarafından yönetilen işletmeler vardı. Günümüzde Çin’de her ne kadar komünist partisinin denetimi altında olsa da büyük işletmelerde öz yönetime benzer modeller uygulanıyor.

Ancak ele aldığımız konu bakımından işletmelerde öz yönetim gündemimiz dışındadır. Sormamız gereken soru; kapitalizm koşullarında işyerinde demokrasiden ne anlaşılacağıdır. Buna ilişkin olarak çok sayıda farklı görüş olmakla birlikte temelde uyuşulan konu işyerinde demokrasinin işverenin yönetim hakkını sınırlayan düzenlemeler ve mekanizmalar olduğudur. Demek ki, aslında işyerinde demokrasiden söz ederken işin esası itibariyle işverenin yönetim hakkının sınırlanmasından bahsediyoruz.

Kişi (gerçek ya da tüzel kişi) önce girişimci olarak bir işyeri organize etme hakkına sahip. Buna girişim özgürlüğü deniyor. Kapitalist demokrasilerde girişim özgürlüğü iktisadi alanın temel özgürlüğüdür. Girişimci işyeri organize ettikten sonra işveren sıfatını kazanıyor. Bir organizasyonun işyeri sayılabilmesi için mutlak surette işçi istihdamı zorunlu. Buna göre, girişimci ne zaman bir işçi istihdam ederse işte o zaman işveren oluyor. İşçinin istihdamda yer alması ise çalışma hakkının sonucu. Dolayısıyla, kapitalist demokrasilerde çalışma hakkı iktisadi alanın temel hakkıdır.

İktisadi alanın temel özgürlüğü ile temel hakkı karşılaştığında bir yönetim sorunu ortaya çıkıyor. Yani, girişim özgürlüğü ile çalışma hakkının birlikte gerçekleşebilmesi için bu sürecin hem girişim özgürlüğünün özüne hem de çalışma hakkının özüne zarar vermeyecek şekilde yönetilmesi gerekiyor.

Bu yaklaşımla bir sonuca varmış oluyoruz: Girişim özgürlüğü, çalışma hakkını sınırladıkça işverenin yönetim hakkı genişliyor ve işyerinde demokrasi seviyesi düşük kalıyor. Çalışma hakkı girişim özgürlüğünü sınırladıkça işverenin yönetim hakkı daralıyor ve işyerinde demokrasinin seviyesi yüksek oluyor.

Öncelikle işverenin yönetim hakkı çalışma hayatını düzenleyen yasal kurallarla sınırlanıyor. Örneğin, günlük ve haftalık çalışma süreleri, asgari ihbar süreleri, günlük, haftalık ve yıllık dinlenme hakkı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadan ücrete hak kazanılması, asgari ücret hakkı, iş güvencesi hakkı, yıllık izin kurulu, iş sağlığı ve güvenliği kurulu ve benzeri düzenlemeler işverenin yönetim hakkının yasayla sınırlama anlamına geliyor.

Yahut toplu iş sözleşmesiyle işverenin yönetim hakkı sınırlanabiliyor. Toplu iş sözleşmelerinde hem yasal kurallardaki asgari standartlar işçi lehine arttırılarak bu sınırlama yapılabiliyor hem de disiplin kurulu, endüstri ilişkileri kurulu gibi mekanizmalar yaratılarak doğrudan TİS aracılığıyla da sınırlama yapılabiliyor.

İşveren yönetim hakkını kendi iç hukukuyla da sınırlayabiliyor. Gerçekten de özellikle kurumsal şirketlerde iç yönetmeliklerle iş süreçlerinin yönetimi konusunda çalışanlara çeşitli yetkiler verilebildiği gibi çalışanların temsil edildiği çeşitli kurullarda oluşturulabiliyor.

Tüm bunlara bakıldığında işyerinde demokrasinin çeşitli seviyeleri olduğu görülüyor. Bu seviyeler çalışanlara bilgi verilmesi, çalışanlara danışılması, çalışan temsilcilerinin karar alma süreçlerine katılması veya çalışanlarla birlikte/ortak karar alınması gibi farklı düzeylerde ortaya çıkabiliyor.

İşyerinde demokrasi ayrıca siyasal sistemin demokrasi seviyesiyle ve toplumun demokrasi kültürüyle etkileşim içinde olan bir süreç. Yani, toplumun demokrasi kültürü ne kadar gelişkin ve siyasal sistemin demokrasi seviyesi ne kadar yüksek olursa işyerlerinde demokratik yapılanmalar ve uygulamalar da o denli etkili oluyor. Bunun tersi de doğrudur. İşyerlerinde demokrasi seviyesi toplumun demokratik kültürüne ve siyasal sistemin demokratik gelişimine katkı da yapıyor. Yani bir tür bileşik kaplar gibi birbirini etkileyen süreçlerden söz ediyoruz.

Anlattığımız çerçevede işyerinde demokrasi aslında işletmeleri güçlendiren verimliliğini arttıran rekabet ortamında etkin kılan sonuçlar doğurma kapasitesine sahip. İşverenlerin işyerlerinde demokrasiyi geliştirmekten endişe duymamaları gerekiyor. Çünkü aslında işyerinde demokrasi çalışanın iş ortamında kendini daha güçlü ve daha kapsamlı ifade etmesinin yollarını açmak anlamına geliyor. Ve çalışanlar iş süreçlerine kendilerini daha iyi ifade ederek katıldıklarında bunun sonuçlarının hep pozitif olduğu görülüyor.

Sonuç olarak, işyerinde demokrasi olur mu? Olur elbette…